home Türkçe Araştırmalar Türkiye’de azınlıkların hakları sınırlanıyor

Türkiye’de azınlıkların hakları sınırlanıyor

27 Aağustos’ta yapılan konuşmasında Türkiye yeni başbakanı Ahmet Davutoğlu ülkede yaşayan azınlıkların haklarını her zaman korudukları ve koruyacaklarını vurguladı. “Bizim iktidar olduğumuz Türkiye’de hiç kimse, şu veya bu gerekçeyle bir daha ötekileştirilmeyecek” ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları söyledi: “…Bizim için mezhebi bir tavır söz konusu değildir. Alevi kardeşlerimiz, Sünni kardeşlerimiz eşit vatandaşlar olarak bu toprakların asli unsurlarıdır ve asli unsurları olarak kalacaktır. Onların inanç özgürlüğü, fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü bize emanet edilmiş bir görevdir”.

Davutoğlu, gayrimüslim vatandaşların da hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, eşit vatandaşlık haklarını koruyacaklarını söyledi. “Şimdi de bir kez daha söylüyoruz. «Türkiye’de düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, girişim özgürlüğü, AK Parti Hükümetlerinin teminatı altındadır. Hiç kimse bu özgürlükleri ihlal edemez, edemeyecek…”

Ancak bu sözler gerçeği yansımıyor ve herhalde yakın zamanda yansımayacak. Çünkü  Türkiye iktidarları Ermeni, Rum ve diğer azınlıkların din, ifade, düşünce özgürlüklerini koruma vaatlerine rağmen haklarını sınırlamaya devam ediyor. Bu durumun en yeni őrneklerinden biri Balıkesir İl Genel Meclisi’nin kararıyla 1879 yılında Rumlar tarafından okul olarak yaptırılan ve uzun yıllar eğitim öğretim faaliyetinin devam ettiği binanın İmam Hatip Lisesi olunmasıdır. Diğer őrneği de TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi) yerleştirmelerinde Ermeni öğrencilerin İmam Hatip Lisesi’ne yerleştirilmesidir.

Birkaç gün önce ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu da Türkiye’de dini özgürlüklerin ihlal edildiğini belirtti.  Rapora göre dini konuşmalar ve din değiştirme yasal olsa da bazı Hristiyan ve Bahailer, devlet kısıtlamaları, gözetleme ve din propagandası yapma suçlamasıyla ve tacizlerle karşı karşıya bulunuyor.

Raporda, Türkiye’de dini inanç ve pratiklere yönelik toplumsal ayrımcılık ve ihlaller olduğuna dair raporların bulunduğu belirtilerek, Hıristiyan ve Aleviler dahil, Sünni olmayan grupların tehdit ve toplumsal şüphecilikle yüz yüze olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.

Diyanet İşleri Başkanlığının görevine değinilerek, hükümetin diğer dinlerden liderler, eğiticiler ve görevlileri istihdam etmediği vurgulandı.

Hükümetin, dini değerlere hakaret edilmesine yönelik birçok kez birey veya organizasyonları suçladığı aktarılan raporda, yazar Sevan Nişanyan’ın “Hz. Muhammed’e hakaret ettiği” gerekçesiyle 13,5 ay hapis cezasına çarptırıldığına yer verildi.