24 Haziran seçimlerinden sonra oluşturulmuş yeni Hükümetin ve Dışişleri Bakanı’nın masasında son yıllarda Batı ile iyice gerilen ilişkilerin düzenlenmesi konusu önemli yere sahip olacak. Ancak oluşturulmuş duruma bakarken Batı ile ilişkilerinde Türkiye’nin gitgide bir çıkmaza girdiği görünüyor. Artık Türkiye’nin, Batı ile ilişkilerinde seçimlerden önce kullandığı sert çıkışları bir yana bırakması ve ve ‘temiz sayfa’ açması gerekiyor.
Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerde krizlere neden olan sorunlar zaten çoktur. Haziran ayında ABD ile varılan, Münbiç’ten PYD/YPG’nin silahlarını bırakarak geri çekilmesini öngören Menbiç Anlaşması son yıllarda ABD ile krizlerle dolu ilişkileri tamir etmeye yönelik ilk adımdı. Ancak Ankara, PYD/YPG’nin Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusundan da çekilmesi ve ABD’nin, Ankara ile Washington arasında gerginliğin ana nedeni olan YPG’ye sağladığı silah desteğini kesmesini de talep ediyor. Bu konuları hayata geçirmek Ankara’nın masasında olacak.
ABD-Türkiye arasında gerginliğe yol açan bir diğer konu da Türkiye’nin Rusya’dan almak istediği S-400 hava savunma sistemleri ve F-35 savaş uçaklarının teslimatı. Washington Ankara’yı S-400 hava savunma sistemlerini almaktan vazgeçirmek, onun yerine Patriot sistemlerini almasını sağlamak için S-400 Anlaşmasının ABD yasalarına göre yaptırım nedeni olduğuna, Kongres’in Türkiye’ye silah satışını engellediğine dikkat çekiyor. Ankara ise, ABD ve Rusya arasındaki çelişkileri kullanarak, manevralar yaparak hem S-400 füzelerine, hem de F-35 savaş uçaklarına sahip olmak istiyor. Ancak 25 Temmuzda ABD Kongresi Türkiye’ye silah satışını engellemeyi öngören yasa tasarısını kabul ederek F-35’in teslimatını durdurdu. Bu karar yeni gerginliğe neden oldu. Önümüzdeki aylarda Türkiye’nin amacı hem F-35’in teslimatına uygulanan yaptırımı kaldırmak, hem S-400 hava savunma sistemlerine sahip olmak olacak. Ancak bu konu iki ulke arasında daha ciddi krizlere yol açabilecek potansiyeli taşımaktadır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri de 3 senedir zaman zaman geriliyor. Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin AB’den uzaklaştığı ve yeni fasıl açılmayacağı yönündeki açıklamasına cevap olarak Türkiye hükümeti 24 Haziran seçimlerinden sonra Avrupa Birliği Bakanlığı’nı kapatarak Dışişleri Bakanlığı bünyesine aldı. İkili ilişkilerin geldiği noktayı göz önünde bulundururken Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile arasında 20 yılı aşkın bir süredir devam eden Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi ve genişletilmesi isteğini hayata geçirebilmesi pek mümkün görünmuyor.