25 Kasım tarihi için Türkiye’ye Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ziyareti planlanmıştır.Medyada yer alan bildirilere göre Türkiye için bu haftanın en önemli dış politika olayı olacaktı. Ancak olmadı. Çünkü Türkiye-Suriye sınırında Rus Su-24 tipi savaş uçağı Türkler tarafından düşürüldü. Uçakla beraber ikili ilişklierin durumu da ağır gerinliğe düştü. Zaten son zamanlarda gerek Kırım, gerek Suriye konularında başlayan görüş farklılıkları yaklaşık on yıldır Türkiye ile Rusya arasında yaşanan bahar havasının üzerine gri bulutlar vardı. Bu uçak meselesi ve özelllikle olaydan sonra Türk iktidarlarının davranışları da kriz derinleştikçe derinleşecek. Üst düzey yet\kilerinden ne resmi taziye mesajı, ne özürler, ne de her hangi bir açıklama gelmedi. Sadece olaydan bir gün sonra AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Rusya bizim düşmanımız, hasımımız değildir. Düşmanca bir tavır olarak değerlendirmek konuyu gerçekten saptırmak olacaktır. Türkiye’nin angajman kurallarını uygulama konusunda tereddüdü olmayacaktır. Türkiye’nin yaptığı işin Rusya’ya karşı bir husumet ya da düşmanca bir tavır gibi algılanmasına yönelik haberlerin hepsi gerçek dışıdır. Türkiye, açık ve net bir şekilde daha önceden ilan ettiği angajman kuralları çerçevesinde kendi hava sahasını korumuştur. Egemen ve hür her devletin yapması gerekeni yapmıştır. Bu son derece tabiidir”, dedi.
Ancak belli ki bu ifadeler Ruslara yetmiyor. Ilk olarak, Rusya ekonomik müeyyideler kullanmaya başladı. Bu da başta turism olmak üzere birçok alanda Türkiye’ye ciddi zarar verecek. Tabii ki, Ruslar siyasi ve askeri alanlarda da bazı adımlar atacak. Bunun başlangıcı artık görebiliriz. Türkler de cevap olarak bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin sözleri kullanıyorlar, bir de Rusya’da yaşayan Müslümanlara çağrılarda bulunuyorlar. Bu da ciddi cevap değil.
Eminim ki Türkler Rusya’yla savaşma tecrübelerini unutmamış ve tarih boyunca iki devlet arasında olan harpların ağır hatırası silmemiş.
Rusya’jla anlamsız savaşa gelmezler….
