24 Kasımda Türkiye’de öğretmenler günü kutlandı. Her 24 Kasım’da öğretmenlerin sorunlarını görmezden gelip, artık ezberlenmiş cümleler kuruluyor, öğretmenliğin çok kutsal ve onurlu meslek olduğundan söz ediliyor. Türkiye’deki eğitim sistemi sıklıkla eleştirilip tartışılıyor, ancak öğretmen meselesini çözmeden eğitim sistemine dair hiçbir şey çözülemez.
Türkiye’de eğitim 2002 yılından bu yana defalarca sistem değişikliği yaşamıştır. 15 yıllık AKP iktidarında 6 kez Milli Eğitim Bakanı değişmiş, her yeni bakan kendi yöntemlerle eğitim sistemini şekillendirmeye çalışarak, sistemi daha karmaşık hale sokmuştur. AKP’nin iktidarda olduğu 15 yıl içinde öğretmenlerin maaşları rakamsal olarak artmış, ama bu hala insanca yaşamak için yetmiyor. 24 Kasım Öğretmenler günü kutlanırken Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) “Bir Bakışta Eğitim 2017” raporunu yayımladı. Rapora göre Türkiye öğretmenleri diğer ülkelerdeki meslektaşlarına kıyasla daha az maaşla, daha çok iş yapıyorlar. Raporda Türkiye’de 15 yıldan fazla deneyimi olan bir öğretmenin yıllık 31 bin 877 dolar ücret alarak dünya öğretmenler maaş liginde son sıralarda bulunduğu belitiliyor. Türkiye’de öğretmenlerin üçte ikisi hayatını sürdürebilmek için ek işler yapmaya gerek duyuyor, yüzde 74’ünün bankaya borcu bulunuyor. Maaşların yetersizliğinden yaşandığı sıkıntılar öğretmen mesleğine karşı saygınlığı yok ediyor. Öğretmen maaşlarının az olduğundan üniversite adaylarının bu mesleğe yönelmeleri çok az oluyor. Üniversite adayı gençler tercihlerini son olarak öğretmenliğe kullanıyorlar. Dolayısıyla öğretmen yetiştiren fakültelere üniversite giriş sınavında en düşük puan alan öğrenciler alınıyorlar. Mezun olanlar ise öğretmen maaşlarının az olduğundan başka alanlarda işe giriyorlar.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra hükümet pek çok alanda olduğu gibi eğitime de darbe etti. KHK’lar ile FETÖ suçlamasıyla muhalif yüz binlerce öğretmen adil olmayan bir şekilde ihraç edild. Bu, yüzlerce okulda öğretmen açığının yaşanmasına neden oldu. Özellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı doğu illerde ihraç edilen öğretmenlerin sayısı oldukça yüksektir. Hükümet baskıcı politikasını öğretmelere de kullanmaktadır. Öğretmenler protestollar, yürüyüşler, en basit bir basın açıklamasına bile katılsalar maaşlarından kesiliyor, mutlaka ceza alıyorlar.
Ülke ve ekonominin kalkınması doğrudan eğitimin gelişmesine bağlıdır. Geri kalmış ülkelerin kalkınamamalarının nedeni, eğitime gereken önemin verilmemesidir. 2002 yılından beri eğitime ayrılan bütçe gittikçe azalıyor. Eğitim-İş’in yaptığı “Öğretmenlerin Ekonomik, Mesleki ve Sosyal Durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri” adlı araştırmaya göre sekiz yıllık kesintisiz eğitim sistemine geçildiği 1998 yılında, eğitime bütçenin yüzde 30,03’ü, 2002 yılında yüzde 17,18’i ayrılırken, bu oran 2018 yılında yüzde 8,36’ya gerilemiştir. Bu azalma hükümetin eğitimi ne kadar önemsediğini göstermektedir. Türkiye öğretmenlerin sorunlarını çözmeden eğitim sisteminin sorunlarını çözemez.