Türk ordusunun Genelkurmay Başkanı ve bir generali yaptıklarıyla büyük skandallara imza attılar. Hala Nisan ayında Türkiye Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü adaylıktan vazgeçirmek için Recep Tayyip Erdoğan tarafından helikopterle Gül’ün ofisine gönderilmişti. Bu olaydan sonra 1 Haziran’da Recep Tayyip Erdoğan, Malatya’da katıldığı iftar programında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi hedef alarak »Çırağa dükkan teslim edilmez. Siyasetin çıraklarına da Türkiye emanet edilmez. Siyasette hiçbir başarısı, hiçbir tecrübesi olmayanlara ülkenin yönetimini asla veremeyiz.» dediğinde salonun ön sıralarında bulunan, yemeğe üniforması ile katılan 2. Ordu Komutanı, general İsmail Metin Temel, Erdoğan’ın bu sözlerini gülümseyerek alkışlamıştı. Yaşananlardan sonra İsmail Metin Temel’e yönelik eleştirilere karşı çıkan Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ise onu savunarak övmüştü.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, Abdullah Gül’ün adaylığını doğrulamak için helikopterle Gül’ün bahçesine inmesi, bir başka generalin Erdoğan’ın siyasi propagandasını alkışlaması, sonra Milli Savunma Bakanı’nın onu kınamak yerine savunması Türk Silahlı Kuvvetleri’nin partili kuruma dönüşmesinin işaretleri. Türk ordusunun, laikliği gitgide yok eden, Atatürk’ü unutturmak isteyen, islamcı bir politikacıyı koruması Türk tarihinde akıl almaz bir durumdur. 27 Mayıs darbesi, 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat süreci, 1997’de, Erdoğan’ın Ziya Gökalp’in bir şiiri okuduğu nedeniyle hapse atılması, E-muhtıra, 2007’de Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kapattırmak için açılan dava laikliği korumak için TSK tarafından yapılan eylemlerdir. Eskiden laikliğe bir küçük tehlike olduğunda askerler hemen harekete geçerlerdi, şimdi bu askerler laikliğin en büyük düşmanı Erdoğan’ın koruyucuları olmuşlardır. Laikliğin korunması adına siyasete hep müdahale eden TSK şimdi Erdoğan adına siyasete müdahale ediyor. Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran seçimine yönelik, Muharrem İnce’yi eleştirmesi açıkça seçim faaliyetinin parçasıydı ve Erdoğan’ın konuşmasını alkışlayan Türk ordusunun generali ister istemez Erdoğan’ın iktidarının arkasınnda duruyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca askerler siyasi faaliyette bulunsalar, ordudan ihraç edilirler. Bir generalin üniformasıyla siyasi propagandayı desteklediğinde ceza almaması Türkiye’de Erdoğan taraftarları için hukukun işlemediği ve onların ceza almadığını gösteriyor. Gülen cemaati üyelerinin sızması, siyasi davalar, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra muazzam sayıda deneyimli askeri personelin tasfiye edilmesi, yeni, deneyimli olmayan kadrolarla doldurulması ile sarsılmış TSK’nın şimdiki hali yıllar boyunca Erdoğan’ın yaptıklarının sonucudur. TSK’da Erdoğan darbesi yaşandığından dolayı, Türk ordusu bir parti ordusuna dönüşmüştür.