home Türkçe Araştırmalar Azerbaycan’ı bekleyen dini tehlike

Azerbaycan’ı bekleyen dini tehlike

Ermenistan ve daha önce Gürcistan’da yaşanan devrimler ve dönüşümler, toplumun sosyal ve politik hoşnutsuzluğunun gitgide yoğunlaştığı Azerbaycan üzerine kendi etkilerini bırakabilecekler.

Devrimler özellikle ilerici sayıldığında bulaşıcıdırlar. Azerbaycan’ın   yolsuzluğa batmış hükümeti ülkenin sosyal adalet sorununa  çözüm getirmiyor,   laik muhalefet ise siyasi rekabet sağlayamıyor.

Azerbaycan toplumu artık değişimler istiyor,   ama İslam ülkesinde ne gibi  değişimler olabilirler?

Azerbaycan’da siyasi muhalefetin ezici yenilgisi, gelişmiş  sosyal fikirlere  sahip olan siyasi İslam’ın yolunu açıyor. Ancak bu, Azerbaycan’ı  farklı İslami akımlar için mücadele arenası haline getirebileceğinden dolayı Azerbaycan için en tehlikeli  gelişme olabilir.  İslami akımlarda  etnik unsurlar da var.  Lezgiler, Avarlar, Tatlar, Talışlar ve diğerleri için İslami akımların etnik niteliği  de var, İranlılara rağmen Azerbaycanlılar için    İsam birleştirici değil, ayırıcıdır.

İran’da gerçekleştirilmiş İslam  devriminden sonra  Şii sosyal fikri ciddi ilerleme kaydetmiştir ve uygulanabilir olduğunu kanıtlamıştır.  Türkiye’de  Sünni İslam teorileri  gelişmektedirler ve onların rekabetinin tarihsel arenası şimdiki  Azerbaycan’ın toprakları olmuştur. Türkiye’de Erdoğan’ın İslami siyaseti Azerbaycan’ı ikilemle karşı karşıya getiriyor. Ancak böyle bir ikilem, özellikle  liberalizmin yenilgisinden sonra Azerbaycan’da tek laik seçeneğin halkın bıktığı, yolsuzluğa batmış Aliyev rejiminin olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Azerbaycan için ölümcül olabilir.

Sovyet döneminde resmi istatistiklere göre, Azerbaycanlıların yüzde  80’inden fazlası Şiiydi,  fakat şimdi Şii-Sünni oranı  40-60% arasındadır.

  1. yüzyılın başlarında Azerbaycan Şiilik ile Sünnilik arasında tereddüt ediyordu. Ancak bir yandan etnik kökene önem veren laik Kemalizm, diğer  yandan başlangıçta Yeni Türkiye ile müttefik olan ve teokrasiye  karşı olan laik Sovyet Rusya sayesinde Azerbaycan Komünist ambalajlaması altında olsa bile Türkçülüğü seçti. İslamcılık ilerlediğinde bu seçim sorgulanıyor.

Bu yaz Azerbaycan’ın en büyük ikinci kenti olan Gence İli Valisi Elmar Veliyev silahlı saldırıya uğradı, tetikçi Şii aktivist Yunus Seferovdu. Bu   Azerbaycan’da Sünniler ile Şiiler arasında gitgide olgunlaşan çatışmayı gösteren sembolik olaydı.

Azerbaycan’da İslamcılık faktörünün güçlenmesi durumunda, birbirine aykırı olan kesimler ortaya çıkacaklar

  • Türkiye’ye yönelen Sünniler
  • İran’a yönelen Şiiler
  • Rusya’ya yönelen laik ideolojiye sahip  kitleler,
  • Şiiliği veya Sünniliği etnik kimliğe dayandıran etnik gruplar (Tatlar,  Talışlar, Lezgiler, Avarlar v.s. )

Azerbaycanlı analistler laikliği Rus etkisinin bir sonucu olarak görüyorlar ve  Türkiye’de gitgide Kemalizmin geri çekilmesinden dolayı laikliğin savuncusu olarak Batı’yı değil Rusya’yı kabul ediyorlar.

Sünnilik   toplumun bir kısmı için  birleştiren  faktör değildir, Lezgiler ile Avarlar için Türkiye’deki Sünnilik kendilerinin geleneksel Sünniliğinden farklıdır.  Şiiler için, dini liderlerin çekirdek kadrosu Azerbaycan Türkleri değil, Tatlar ve Talışlardır.

Kısacası gelecekte   Azerbaycan’da  ilginç gelişmeler bekleniyor.